İngilizce - Türkçe
nearly; well nigh; all but; for the greatest part teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- almost
- hemen hemen
Hemen hemen hiç iştahım yok.
-I have almost no appetite.
Tom ve Mary hemen hemen her zaman okuldan sonra tenis oynarlar.
-Tom and Mary almost always play tennis after school.
- almost
- az daha
Az daha treni kaçırıyordum.
-I almost missed the train.
- almost
- neredeyse
O neredeyse ölüyordu.
-She almost passed out.
Sahra Çölü, neredeyse Avrupa kadar büyük.
-The Sahara Desert is almost as large as Europe.
- almost
- yaklaşık olarak
Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
-The novel has sold almost 20,000 copies.
- almost
- adeta
Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
-Tom almost looks like a girl.
- almost
- az kaldı, az kalsın, az daha, neredeyse: He almost died. Az
- almost
- az kalsın
Tom'a az kalsın araba çarpıyordu.
-Tom almost got hit by a car.
Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
-I almost believed what Tom said.
- almost
- hemen hemen: This picture's almost done. Bu resim hemen hemen bitti
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
nearly; well nigh; all but; for the greatest part teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- almost
nearly; well nigh; all but; for the greatest part
Heceleme
nearly; well nigh; all but; for the great·est partTelaffuz
Resimler
Favoriler