muhabir, muhabir

listen to the pronunciation of muhabir, muhabir
Türkçe - İngilizce
correspondent, reporter
muhabir
correspondent

The correspondent filed a report from Moscow. - Muhabir Moskova'dan bir rapor gönderdi.

He was sent abroad as a correspondent. - Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.

muhabir
negotiation
muhabir
journo
muhabir (gazete/radyo/tv/)
reporter
muhabir banka
(Ticaret) corresponding bank
yarı/muhabir üye
associate
[der] muhabir; raportör¡
[Der] reporter, reporters ¡
muhabir
Correspondent, intelligencer, reporter, legman
muhabir banka
Correspondent bank
foto muhabir
(Basın) photo journalist
güven belgeli muhabir
(Askeri) accredited correspondent
muhabir
reporter

One reporter said he looked like a fierce bulldog. - Bir muhabir, onun azgın bir bulldog köpeğine benzediğini söyledi.

Reporter: Did you buy her a kitten? - Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?

muhabir
legman
muhabir
reporter or correspondent (for the news media)
muhabir
reporter, correspondent, interviewer
muhabir
intelligencer
özel muhabir
special
Türkçe - Türkçe

muhabir, muhabir teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

muhabir banka
Akreditif işlemlerinde, ihracatçı ve ithalatçı arasında bağlantıyı sağlamakla görevli banka
MUHABİR
(Osmanlı Dönemi) Gazeteye havadis gönderen kimse
MUHABİR
(Osmanlı Dönemi) Haber veren, haberci
muhabir
Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse: "Ben de Tanin muhabiri olarak aynı trenle gidecektim."- F. R. Atay
muhabir
Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse
muhabir
Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli
muhabir
Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak, merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli
muhabir, muhabir