moving with speed, rapidity or swiftness, or capable of doing so; rapid; fast

listen to the pronunciation of moving with speed, rapidity or swiftness, or capable of doing so; rapid; fast
İngilizce - Türkçe

moving with speed, rapidity or swiftness, or capable of doing so; rapid; fast teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

quick
hızlı

Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi. - My elder brother finished his homework very quickly.

Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun. - This survey is too long to finish quickly.

quick
{s} çabuk

Bakım onu çabuk yaşlandırdı. - Care aged him quickly.

Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var. - I need it as quickly as possible.

quick
(Gıda) çabuk anlayan
quick
çevik
quick
anlayışlı
quick
çabuk parlayan
quick
süratle
quick
çabucak

Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir. - Sometimes, many problems and a lot of stress can lead you to quit your job. You must learn how to handle it quickly.

Çocuk çabucak öğreniyor. - The child is learning quickly.

quick
ateşli
quick
çabuk kavrayan
quick
(Tıp) Özellikle tırnaklar altındaki hassas et
quick
{s} kıvrak

O kıvrak zekalı bir adam. - He is a quick-witted man.

Tom kıvrak zekalı, değil mi? - Tom is quick-witted, isn't he?

quick
{s} alevli (ateş)
quick
{s} çabuk, hızlı: as quick as I can elimden geldiği kadar çabuk. quick returns çabuk gelen kazanç
quick
(Tıp) canlı, diri, zinde, sıhhatli
quick
{s} madenli
quick
(sıfat) çabuk, hızla, hızlı, şipşak, seri, tez, atik, hazır, kıvrak, keskin, süratli, hassas, canlı, yaşayan, hayat dolu, alevli (ateş), sıcak (ocak), madenli
quick
{i} tırnak altındaki hassas et
quick
diri
quick
quick returns çabuk gelen kazanç
İngilizce - İngilizce
quick

He's a quick runner.

moving with speed, rapidity or swiftness, or capable of doing so; rapid; fast

    Heceleme

    mo·ving with speed, ra·pid·i·ty or swiftness, or ca·pa·ble of do·ing so; rapid; fast

    Telaffuz