longitudinal pressure waves audible to the human ear

listen to the pronunciation of longitudinal pressure waves audible to the human ear
İngilizce - Türkçe

longitudinal pressure waves audible to the human ear teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

sound
(İnşaat) ses

Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor. - The hyena's bark sounds like laughter.

Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir. - The ear canal sends sound waves to the eardrum.

sound
{i} koy

Bir koyun nasıl ses çıkarır? - What sound does a sheep make?

Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum. - I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.

sound
{s} kuvvetli
sound
{f} gibi gelmek: That sounds
sound
akıllıca (davranış)
sound
geniş boğaz
sound
(Ticaret) iyi durumda
sound
ses çıkarmak

Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir. - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin. - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.

sound
etki

Tom etkilenmiş görünüyor. - Tom sounds impressed.

sound
salim

Ekip sağ salim geri döndü. - The party returned safe and sound.

Oğlu eve sağ salim döndüğünde çok memnun olmuştu. - She was very pleased when her son returned home safe and sound.

sound
geçerli
sound
{f} sondayla bakmak
sound
{f} muayene etmek
sound
{f} söylemek
sound
(fiil) ses vermek, ses çıkarmak, çalınmak, etki bırakmak, çalmak, belli etmek, söylemek, muayene etmek, iskandil etmek, araştırmak, sondayla bakmak, sonda ile yoklamak, derıne dalmak (balina), ağzını aramak
sound
{f} araştırmak
sound
{f} belli etmek
sound
{i} haliç
sound
deliksiz bir şekilde
İngilizce - İngilizce
sound
longitudinal pressure waves audible to the human ear

    Heceleme

    lon·gi·tu·di·nal pres·sure WAVES au·di·ble to the hu·man ear

    Türkçe nasıl söylenir

    läncıtudınıl preşır weyvz ädıbıl tı dhi hyumın ir

    Telaffuz

    /ˌlänʤəˈto͞odənəl ˈpresʜər ˈwāvz ˈädəbəl tə ᴛʜē ˈhyo͞omən ˈēr/ /ˌlɑːnʤəˈtuːdənəl ˈprɛʃɜr ˈweɪvz ˈɑːdəbəl tə ðiː ˈhjuːmən ˈiːr/