korkarak

listen to the pronunciation of korkarak
Türkçe - İngilizce
atremble
gutlessly
fearing

I'm very fearful of death. But by fearing it, I'm not preventing it - I'm just making life more difficult for myself. - Ölümden çok korkuyorum. Ancak bundan korkarak bunu önleyemiyorum-Ben sadece hayatı kendim için daha kötü yapıyorum.

frightened by
kork
be afraid

It's nothing, don't be afraid! - Bu şey yok, korkmayın!

Don't be afraid of making mistakes. - Hatalar yapmaktan korkmayın.

kork
{f} fear

Man fears disasters such as floods and fires. - İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.

She is on a diet for fear that she will put on weight. - Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.

kork
be afraid of
kork
{f} dread

My little brother says that he had a dreadful dream last night. - Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.

He may dread to learn the results. - O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.

Türkçe - Türkçe
korka korka
korkarak