kehri̇bar

listen to the pronunciation of kehri̇bar
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Cevher saçan
(Osmanlı Dönemi) Güzel sözler söyleyen
kehribar
Bu maddeden yapılmış
kehribar
Toprak altında kaldıktan sonra uçucu bileşenlerini yitirerek ve kimyasal değişime uğrayarak kararlı bir yapı kazanan fosil ağaç reçinesi
kehribar
Samankapan
kehribar
Bu maddeden yapılmış: "İki aydır kayıp sarı kehribar tesbihini görünce sevindi."- N. Cumalı
kehribar
Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine, samankapan: "Önümdeki kutuda elmas, akik, zümrüt, necef, sedef, kehribar vesaire gibi yüz kadar küçük küçük taşlar vardı."- Ö. Seyfettin
kehribar
(Osmanlı Dönemi) bir yere hızlıca sürüldüğü zaman hafif şeyleri kendine çeken bergami taş
kehribar
Süs eşyası yapımında kullanılan ve bir yere sürtüldüğünde hafif cisimleri kendisine çeken fosilleşmiş reçine
kehribar balı
Sarı ve saydam bal
Kehribar
kılkapan
Kehribar
(Osmanlı Dönemi) KAHREBAN
kara kehribar
Süs eşyası yapımında kullanılan parlak, siyah linyit, oksidiyon taşı