kayan

listen to the pronunciation of kayan
Türkçe - İngilizce
slippery
sliding
prov. mountain torrent
slithery
(Bilgisayar) float
glancing
{i} gliding
kayan kum
quicksand

If you find yourself in quicksand you'll sink more slowly if you don't move. - Kendinizi kayan kumda bulduğunuzda, hareket etmezseniz daha yavaş batarsınız.

kayan yıldız
falling star
kay
{f} skiing

I may go skiing at Zao next month. - Gelecek ay Zao'da kaymaya gidebilirim.

He broke his leg skiing. - Kayak yaparken bacağını kırdı.

kay
{f} skid

The patrol car skidded to a stop. - Devriye arabası kayarak durdu.

The police car skidded to a stop. - Polis arabası kayarak durdu.

kay
rise

This river rises in the mountains in Nagano. - Bu nehir Nagano dağlarından kaynaklanır.

Does depreciation of the yen give rise to inflation? - Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

kay
{f} ski

He broke his leg skiing. - Kayak yaparken bacağını kırdı.

How often do you go skiing every year? - Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?

kay
slid

Alice slid down the long slide. - Alice uzun yoldan kaydı.

In our park, we have a nice slide for children to play on. - Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.

kay
{f} glide

Tom glided across the ice effortlessly. - Tom buzun üzerinde çaba harcamadan kaydı.

Tom watched the skaters glide across the ice. - Tom patencilerin buzun üzerinde kaydığını izledi.

kay
{f} slip

Tom slipped on ice and broke his hip last winter. - Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.

This kind of shoe is apt to slip on wet ground. - Bu tür ayakkabı ıslak zeminde kayma eğilimindedir.

kay
{f} slipping

Wear boots to avoid slipping. - Kaymayı önlemek için çizmeler kullanın.

The wolf peered around the corner before slipping silently into the woods. - Kurt sessizce ormana kaymadan önce dikkatle köşeye baktı.

kay
{f} skating

Which is easier, skiing or skating? - Hangisi daha kolaydır, kayak mı yoksa buz pateni mi?

Skating on the pond is dangerous. - Göletin üstünde kayak yapmak tehlikelidir.

kay
{f} sliding

The children were sliding on the ice. - Çocuklar buz üzerinde kayıyorlardı.

When I was a child, I used to like sliding down the staircase banister. - Çocukken merdivenden kaymak hoşuma giderdi.

kay
{f} skate

How well he can skate. - Ne kadar güzel kayıyor.

The ice is too thin to skate on. - Buz kaymak için çok ince.

kay
slither

Tom saw a snake slither across the path. - Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.

The slippery snake slithered right out of his hand. - Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

kay
flow away
kay
{f} shift

Politics in this country is shifting towards the center. - Bu ülkedeki siyaset merkeze doğru kaymaktadır.

Politics in this country is shifting towards the left. - Bu ülkedeki siyaset sola doğru kaymaktadır.

kay
{f} gliding
kay
{f} slide

Alice slid down the long slide. - Alice uzun yoldan kaydı.

In our park, we have a nice slide for children to play on. - Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.

kay
cay
kay
glissade
kay
prolapse
rotor için kayan pompa
vane pump
İngilizce - İngilizce

kayan teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Kay
A short form of Katherine and other female names beginning with a "K"; popular as a middle name
Kay
A male given name derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
kay
Abbreviation of okay
kay
The name of the Latin script letter K/k
Kay
In Arthurian legend, the foster brother and steward of King Arthur. The letter k. Boyle Kay Kay Alan Kay John Kay Ulysses Simpson
Kay
short form of Katherine and other names beginning with a "K";popular as a middle name
Kay
derived from the surnames, or from a rare medieval given name ( as the Sir Kay of Arthurian legend ), Welsh Cai, Latinized as Caius, related to the modern male name Kai
Kay
A surname derived from several Old and Middle English words; also adopted by immigrants whose surnames began with a K
Kay
{i} female first name; family name
kay
The letter k
Türkçe - Türkçe
Dağdan inen sel
Kayarak yer değiştiren
Yassı, düz, kat kat oluşmuş taş
KAY
(Osmanlı Dönemi) Kusma, istifrağ. Hastalıktan dolayı ağızdan çıkan hazmolmamış gıdâ maddesi.Âlim-i mürşid koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir. M
kay
Yağmur, yaz yağmuru
kay
Yağmurlu hava
kay
(Osmanlı Dönemi) hazmolmamış gıda. Hazmedilmemiş yiyecek
kay
Kusma
kay
Yaz yağmuru
kayan