karşılanmadan

listen to the pronunciation of karşılanmadan
Türkçe - İngilizce
being against
karşıla
meet

Rain or shine, the athletic meet will be held. - Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.

I'll meet you at the usual time. - Her zamanki saatte seni karşılayacağım.

karşıla
countervail
karşıla
{f} countervailing
karşıla
{f} welcoming

Please help me in welcoming Tom. - Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.

Where's the welcoming committee? - Karşılama komitesi nerede?

karşıla
afford

I don't think I can afford this. - Bunu karşılayabileceğimi sanmıyorum.

That was all I could afford. - Bütün karşılayabildiğim buydu.

karşıla
defray

The government was compelled to defray the costs of the war. - Hükümet savaş maliyetleri karşılamak zorunda kaldı.

karşıla
counter
karşılanmadan