karşılaştır

listen to the pronunciation of karşılaştır
Türkçe - İngilizce
compare

Your achievements cannot be compared with mine. - Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.

Compare your answer with Tom's. - Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.

match against
{f} contrasting
{f} comparing

You're comparing apples and oranges! - Sen elmalarla portakalları karşılaştırıyorsun!

I'm not comparing Tom to Mary. - Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.

{f} collated
{f} compared

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

Compared to New York, Tokyo is a much safer place. - New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.

(Bilgisayar) reconcile
karşılaştır