kıvrılma

listen to the pronunciation of kıvrılma
Türkçe - Türkçe
Kıvrılmak işi, bükülme
Yer kabuğunun içten gelen etkenlerle dalgalı bir biçim alması
kıvrılmak
Dar bir yere büzülerek yatmak: "Bulunduğum yerde kıvrılıp yatmanın bir kolayını arıyordum."- Y. K. Karaosmanoğlu
kıvrılmak
Yuvarlak bir biçim almak
kıvrılmak
Büzülerek yatmak
kıvrılmak
Dönmek, sapmak
kıvrılmak
Kıvırcık bir duruma gelmek
kıvrılmak
Katlanmak, bükülmek, kırılmak
kıvrılmak
Yol dönemeçli, virajlı olmak
kıvrılmak
Eğrilip bükülmek
kıvrılmak
Dönemeçli, virajlı olmak
kıvrılmak
Dönmek, sapmak: "Ben onu görmemişçesine, gözlerimi ileriye dikerek yan yola kıvrıldım."- H. Z. Uşaklıgil
kıvrılma