kıstırmak

listen to the pronunciation of kıstırmak
Türkçe - İngilizce
tuck
to have (someone) turn down or diminish the flow or volume of (something)
shut
claw hold of
jam in
to get (a part of one's body) caught or entangled in (a place): Elini makineye kıstırdı. He got his hand caught in the machine
corner
jam
shut in
pinch
to squeeze, to pinch; to corner
nip
drive into a corner
get there
squeeze
bring to bay
kapana kıstırmak
ensnare
kıs
{f} muffle
kıs
turn down

May I turn down the TV? - TV'nin sesini kısabilir miyim?

Please turn down the stereo a little. - Lütfen teybi biraz kısın.

kıs
{f} throttling
kıs
{f} throttle
Kıstırma
(Tekstil) backlatch

4 iplik kıstırmalı overlok dikiş makinesi.

kıstırma
nipping
kapana kıstırmak
wire
kapana kıstırmak
to snare
kapana kıstırmak
snare
kapana kıstırmak
gin
kuyrukunu kıstırmak
(Konuşma Dili) to put (someone) in an embarrassing position, take (someone) down a peg or two, put (someone) in his place
kıs
scrimp
kıs
retrench
Türkçe - Türkçe
Kaçamayacak bir duruma getirmek
İki şey arasında bırakarak sıkıştırmak
KIS
(Osmanlı Dönemi) Kıyas et, buna benzet, bununla ölç! mânalarına gelir ve bazı tâbirlerde geçer. Meselâ: Ve kıs ala hâzâ: Bunun üzerine kıyas et
kıstırma
İçerisine peynir, kıyılmış et vb. konularak sac üzerinde pişirilen börek
kıstırma
Karnıyarık yemeği
kıstırma
Bazı tür oltalarda, fırdöndüler üstüne takılan kurşun levha, ortası delik ağırlık
kıstırma
Kıstırmak işi
kıstırma
içine peynir ya da kıyma konularak sac üzerinde pişirilen bir tür börek
kıstırmak