japon

listen to the pronunciation of japon
Türkçe - Türkçe
Japonya halkından veya bu halkın soyundan olan (kimse)
Japon halkına özgü olan (şey)
Japonya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
Japon armudu
İki çenekliler sınıfından olup Japonya'da ve Çin'de yetişen bir bitki türü
Japon bezi
Japonya'da üretilen bir bez
Japon denizi
Büyük Okyanus'ta Japon takımadaları Kore kıyıları ve Sovyet uzak doğusu arasında yer alan deniz
Japon elması
Japonya'ya özgü bir bitki türü
Japon gülü
Kamelya
Japon hurması
Trabzon hurması
Japon kaktüsü
Sütleğen
Japon sarmaşığı
Asmagillerden, ana yurdu Çin ve Japonya olan, sülüklerinin ucu duvarlara tutunmak için genellikle daire biçiminde genişlemiş olan sarılıcı bir süs bitkisi (Ampelopsis japonica)
Fransızca - Türkçe
Japonya

Çin, Japonya'dan yaklaşık yirmi beş kat daha büyüktür. - La Chine est à peu près 25 fois plus grande que le Japon.

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor. - L'aide internationale du Japon diminue en partie à cause d'un ralentissement de l'économie intérieure.

[le]
le Japon
Japonya

Japonya dört ana adadan oluşur. - Le Japon se compose de quatre îles principales.

Japonya'nın dünyanın en zengin ülkesi olduğu söyleniyor. - On dit que le Japon est le pays le plus riche du monde.

İspanyolca - Türkçe

japon teriminin İspanyolca Türkçe sözlükte anlamı

Japón
japonya

Tokyo Japonya'da en büyük şehirdir. - Tokio es la ciudad más grande de Japón.

Neden Japonya'ya geldin? - ¿Por qué viniste a Japón?

Japón
verniklemek
İspanyolca - İngilizce

japon teriminin İspanyolca İngilizce sözlükte anlamı

Japón
Japan, country situated on a chain of islands off the eastern coast of Asia
Japón
Japan

On the whole, the Japanese are conservative. - En general, los japoneses son conservadores.

Mt. Fuji is the highest mountain in Japan. - El Monte Fuji es la montaña más alta de Japón.

Fransızca - İngilizce
{n} Japan, country situated on a chain of islands off the eastern coast of Asia; shiny black lacquer which originated in Japan; something varnished with japan lacquer
japan

I don't speak Japanese. - Je ne parle pas japonais.

I wish I could go to Japan. - J'aimerais bien pouvoir aller au Japon.

mer du japon
Sea of Japan, section of the Pacific Ocean which lies between Japan and Korea
plaqueminier du japon
{n} persimmon
Türkçe - İngilizce
Japanese

Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it. - Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.

I am learning Japanese to play mahjong in Japan. - Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.

Japanese, pertaining to the Japanese or their language
(a) Japanese
Japanese, of Japan
nip
japonic

I'm allergic to Panulirus japonicus. - Benim Panulirus japonicus'a alerjim var.

Jap

I don't speak Japanese. - Japonca konuşamıyorum.

Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it. - Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.

nipponese
japon balığı
gold fish
japon buda rahiplerine verilen ad
The name given to prune Japanese monk
japon intihar uçağı
Japanese kamikaze
japon kaktüsü
Japanese cactus
japon tiyatrosunun bir türü
A type of Japanese theater
Japon balmumu
japan wax
Japon ipeği
Japan silk
Japon servisi
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: Taxodiaceae) Japanese cedar
Japon tesislerini geliştirme projesi
(Askeri) Japanese facilities improvement project
Japon şemsiyesi
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: papirüsgiller,sadiye) umbrella plant
japon ayvası
japonica
japon bayrağı
sunburst
japon gülü
camellia
japon güreşi
aikido
japon halkı
Japanese
japon imparatoru
mikado
japon kağıt katlama sanatı
origami
japon selamlama biçimi
banzai
japon sporu
jujitsu
japon sporu
jiu jitsu
japon verniği
Japan
japon çiçek düzenleme sanatı
ikebana
Japonlar
{i} Japanese

I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it. - Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.

The war affected the way the Japanese view nuclear weapons. - Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.

ailesi japonya'dan gelmiş amerika doğumlu japon
nisei
amerika'da doğup büyüyen japon
nisei
geleneksel japon kapısı
fusuma
ipek üzerine yapılan japon resmi
kakemono
yakınlarda japon restoranı var mı
Is there a Japanese restaurant nearby
Almanca - İngilizce
pongee
pongee silk
Chinese silk