izlemiş

listen to the pronunciation of izlemiş
Türkçe - İngilizce
infuses
third-person singular of infuse
izle
(Bilgisayar) watch

In Soviet Russia, television watches the audience! - Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler!

I like watching Code Lyoko. - Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.

izle
{f} trace

This security system allows us to trace employees movements anywhere they go. - Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir.

NASA's Mars rover discovered traces of a river bed. - NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti.

izle
{f} follow

We should follow his example. - Biz onun dersini izlemeliyiz.

The dog followed its master, wagging its tail. - Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.

izle
(Bilgisayar) follow-up
izle
(Bilgisayar) follow up
izle
(Bilgisayar) track

Tom tried his best to cover his tracks so he could save face. - Tom izlerini kapatmak için elinden geleni denedi böylece yüzünü kurtarabildi.

They followed the tracks the car had left. - Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.

izle
(Bilgisayar) monitor
izle
{f} following

Tom noticed that Mary was following him. - Tom Mary'nin kendisini izlediğini fark etti.

Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate. - Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.

izle
{f} monitoring

Oliver thought that his parents, Tom and Mary, weren't setting rules or monitoring his whereabouts. - Oliver ebeveynleri Tom ve Mary'nin kurallar koymadığını ya da onun nerede olduğunu izlemediklerini düşündü.

izle
{f} watching

Felicja enjoys watching TV. - Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.

I grew up watching Pokemon. - Pokémon izleyerek büyüdüm.

izle
{f} tracing
izle
{f} tracking

Layla, an Aborigene, made use of her renowned tracking skills. - Aborijin olan Leyla, meşhur izleme becerilerini kullandı.

izle
{f} hound
izle
sleuth
izle
supervene
izle
{f} trail

I don't want to leave any paper trails. - Ben herhangi kağıt izleri bırakmak istemiyorum.

Boys trail girls in language skills. - Oğlanlar dil becerileri konusunda kızları izler.

izle
dogs

The hunting dogs followed the scent of the fox. - Av köpekleri tilkinin kokusunu izledi.

izle
dogged
izle
spoor
İngilizce - İngilizce

izlemiş teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

izle
A spark, ember
izlemiş