instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity

listen to the pronunciation of instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity
İngilizce - Türkçe

instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

order
{f} sipariş vermek

Sipariş vermek ister misiniz? - Would you like to order?

Garson, sipariş vermek istiyorum. - Waiter, I'd like to order.

order
{i} sipariş

Onun siparişi pastırma ve yumurtadır. - Bacon and eggs is his order.

Bir sandviç sipariş etmek istiyorum. - I would like to order a sandwich.

order
{i} şeref rütbesi
order
{i} dizi
order
(Biyoloji,Gıda) takım

Tom bütün takımlarını sipariş üzerine yaptırdı. - Tom had all of his suits made to order.

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir. - A totally ordered set is often called a chain.

order
{i} paso
order
buyrultu
order
düzenini sağlamak
order
düzensiz

Uçağın kontrolleri düzensizdi. - The controls of the plane were out of order.

Onun odası her zaman düzensizdir. - His room is always out of order.

order
(Kanun) hükmetmek
order
durum

Oda kusursuz durumda. - The room is in immaculate order.

Odasını her zaman iyi durumda tutar. - She always keeps her room in good order.

order
ısmarlama

Tom ne ısmarlayıp ısmarlamayacağına karar veremiyor. - Tom can't decide what to order.

Onu ısmarlamamı ister misiniz? - Would you like me to order it?

order
rütbe
order
havale

Onu Boston'dan posta havalesi ile aldım. - I got it mail order from Boston.

order
sınıf

O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım. - I did some extra credit work in order to pass that class.

Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar. - They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.

order
tertip
order
(n) sipariş
order
{i} cins, çeşit
order
(Mukavele) talep, sipariş; düzenleme; emir
order
(Tekstil) ısmarlamak, sipariş etmek
İngilizce - İngilizce
order
instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity

    Heceleme

    in·struc·tion for a bro·ker or deal·er to buy or sell a se·cu·ri·ty or com·mo·di·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    înstrʌkşın fôr ı brōkır ır dilır tı bay ır sel ı sîkyûrıti ır kımädıti

    Telaffuz

    /ənˈstrəksʜən ˈfôr ə ˈbrōkər ər ˈdēlər tə ˈbī ər ˈsel ə səˈkyo͝orətē ər kəˈmädətē/ /ɪnˈstrʌkʃən ˈfɔːr ə ˈbroʊkɜr ɜr ˈdiːlɜr tə ˈbaɪ ɜr ˈsɛl ə sɪˈkjʊrətiː ɜr kəˈmɑːdətiː/