İngilizce - Türkçe
infectious, catching, tainting teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- contagious
- bulaşıcı
Tifüs, bulaşıcı bir hastalıktır.
-Typhus is a contagious disease.
Tom'un bulaşıcı bir hastalığı olduğunu bilmiyordum.
-I didn't know Tom had a contagious disease.
- contagious
- (Dilbilim) bitişik
- contagious
- hastalık bulaştıran (insan)
- contagious
- (Tıp) kontajiyöz
- contagious
- herkesi etkileyen
- contagious
- temasla geçen
- contagious
- 1. (sıfat) (tıbbî) Bulaşıcı, bulaşkan, sarı; mikroplu, zehirli; yayılan
- contagious
- contagious laughter herkesi coşturan gülme
- contagious
- (sıfat) bulaşıcı, salgın, hastalık bulaştıran, yayılan
- contagious
- {s} (Tıp) bulaşıcı, bulaşkan, sâri
- contagious
- bulaşıcı/temasla bulaşan
- contagious
- mikroplu
- contagious
- {s} yayılan
- contagious
- bulaşkan
- contagious
- {s} hastalık bulaştıran
- contagious
- sâri
- contagious
- (Tıp) Sari, bulaşı
- contagious
- zehirli
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
infectious, catching, tainting teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- {a} contagious
infectious, catching, tainting
Telaffuz
Resimler
Favoriler