in a complete manner; fully

listen to the pronunciation of in a complete manner; fully
İngilizce - Türkçe

in a complete manner; fully teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

completely
büsbütün
completely
tamamen

Tamamen işine dalmıştı. - He was completely absorbed in his work.

Onun sözleri tamamen anlamsızdı. - Her words were completely meaningless.

completely
tamamiyle
completely
eksiksiz

Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir. - The procedure must be executed correctly and completely.

completely
tam olarak

Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi. - Tom wasn't completely happy with the settlement.

Ben, tam olarak on mil yürüdüm. - I completely walked ten miles.

completely
tamamı tamamına
completely
tam anlamıyla

Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım. - I'm totally and completely in love with you.

completely
bütünüyle

Bu bütünüyle benim hatam. - This is completely my fault.

Ben bunu bütünüyle onaylıyorum. - I completely approve of this.

completely
eksiksiz olarak
completely
iyiden iyiye
completely
noksansız
completely
enine boyuna
completely
adamakıllı
completely
(zarf) bütün bütün, düpedüz, tamamen, bütün olarak, tamamiyle, bütünüyle, iyice, tam olarak
completely
düpedüz

Biz düpedüz gafil avlandık. - We were completely taken by surprise.

completely
tümden
completely
iyice
completely
bütün bütün
completely
tamamıyla

Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu. - My uncle has completely recovered from his illness.

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

İngilizce - İngilizce
completely
in a complete manner; fully