hoşlanmamak

listen to the pronunciation of hoşlanmamak
Türkçe - İngilizce
(neg. form of hoşlanmak ) not to dislike
to dislike, to take an aversion (to)
{f} dislike

I don't know Tom well enough to dislike him yet. - Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum

(Dilbilim) put off
regard with disfavour
hate
can't stand
have down on smb
disfavor
{f} shrink
not to like
regard with disfavor
aversion
dread
mislike
{f} detest
{f} bar
hoşlanmama
distaste
hoşlanmama
{i} dislike

I don't know Tom well enough to dislike him yet. - Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum

Tom is an easy guy to dislike. - Tom hoşlanmaması kolay bir adamdır.

hoşlan
enjoy

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

Felicja enjoys watching TV. - Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

hoşlanmama
aversion
hoşlanmama
dislike for
hoşlanmama
dislike of
hoşlan
care for

I do not much care for this kind of drink. - Bu tür içkiden fazla hoşlanmam.

I don't care for foreign food. - Ben yabancı yemekten hoşlanmam.

hoşlan
{f} liking

Fred took a liking to Jane and started dating her. - Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.

Just saying you don't like fish because of the bones is not really a good reason for not liking fish. - Kemiklerin balıklardan hoşlanmamak için gerçekten iyi bir neden olmadığından dolayı sadece balıklardan hoşlanmadığını söylüyorsun.

hoşlanmama
allergy
hoşlanmama
disfavour
hoşlanmama
disrelish
hoşlanmama
dislike, aversion (to), distaste
hoşlanmama
antipathy
perisi hoşlanmamak
to dislike; not to be attracted to
hoşlanmamak