hoşgörücü

listen to the pronunciation of hoşgörücü
Türkçe - İngilizce
tolerant
tending to permit, allow, understand, or accept something

He's pretty tolerant of different political views, but don't ask him about religion.

tending to withstand or survive

These plants are tolerant of drought and sunlight.

indulgent
{s} open-minded, easy-going, unprejudiced, unbigoted, indulgent
tolerant and forgiving under provocation; "our neighbor was very kind about the window our son broke"
showing the capacity for endurance; "injustice can make us tolerant and forgiving"; "a man patient of distractions" showing respect for the rights or opinions or practices of others
showing the capacity for endurance; "injustice can make us tolerant and forgiving"; "a man patient of distractions"
Inclined to tolerate; favoring toleration; forbearing; indulgent
approval If you describe someone as tolerant, you approve of the fact that they allow other people to say and do as they like, even if they do not agree with or like it. They need to be tolerant of different points of view intolerant + tolerantly tol·er·ant·ly She had listened tolerantly to his jumbled account
showing respect for the rights or opinions or practices of others
If a plant, animal, or machine is tolerant of particular conditions or types of treatment, it is able to bear them without being damaged or hurt. plants which are more tolerant of dry conditions
showing or characterized by broad-mindedness; "a broad political stance"; "generous and broad sympathies"; "a liberal newspaper"; "tolerant of his opponent's opinions"
hoşgörü
tolerance

Drugs can cause both dependency and tolerance. - İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.

I have no tolerance of cowards. - Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.

hoşgörü
toleration
hoşgörü
indulgence

Thank you for your indulgence. - Hoşgörününüz için size teşekkür ederim.

hoşgörü
{i} clemency
hoşgörü
tolerance, toleration, indulgence, forbearance tolerans
hoşgörü
{i} discretion
hoşgörü
sufferance
hoşgörü
mellowness
Hoşgörü
niceism
hoşgörü
connivance
hoşgörü
forbearance

Do not mistake patience for forbearance. - Sabrı hoşgörü ile karıştırmayın.

hoşgörü
lenience
hoşgörü
leniency

I thank you for your leniency. - Hoşgörün için sana teşekkür ederim.

hoşgörü
allowance
hoşgörü
complaisance
hoşgörü
latitude
Türkçe - Türkçe
Hoşgörülü, müsamahakâr, toleranslı
hoşgörü
(Hayvan Bilim, Zooloji) insanları anlamak güleryüzlü olmak
Hoşgörü
tolerans
hoşgörü
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans
hoşgörü
Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, müsamaha, tolerans: "Pek az kimseye göstermiş olduğu bir hoşgörüden yararlandım."- A. Ş. Hisar
hoşgörü
Bir boksörün ağırlık sınıfındaki ağırlığının kabul edilecek kadar azlığı veya çokluğu
hoşgörücü