having an extravagent lifestyle or immoral habits

listen to the pronunciation of having an extravagent lifestyle or immoral habits
İngilizce - Türkçe

having an extravagent lifestyle or immoral habits teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fast
(Argo) hovarda
fast
(Tıp)

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir. - I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.

Fadil bir fast-food restoran açtı. - Fadil opened a fast-food restaurant.

fast
yapışmak
fast
sıkı olarak
fast
{s} sabit
fast
derin olarak
fast
metin
fast
{s} ayrılmaz
fast
defalarca
fast
{s} değişmez
fast
eğlenceye düşkün
fast
{s} sıkı

Tüm gevşek düğümleri kontrol edin ve onları sıkı bağlayın. - Check all the loose knots and fasten them tight.

Bu ağaca sıkı dayanın. - Hold fast to this tree.

fast
{s} hızla

Noel hızla yaklaşıyor. - Christmas is fast approaching.

Lüks ürün pazarı hızla büyüyor. - The market for luxury goods is growing fast.

fast
{s} seri
fast
{s} su gibi
fast
(sıfat) çabuk, hızla, hızlı, rengi atmaz, solmaz, su gibi, süratli, seri, ileri (saat), eli çabuk, tez canlı, uçarı, dayanıklı, sağlam, değişmez, sabit, sıkı, ayrılmaz
fast
{s} dayanıklı
fast
çabucak

Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar. - When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.

fast
{s} hafifmeşrep. z. çabuk, tez
İngilizce - İngilizce
fast

She's fast – she slept with him on their first date.

having an extravagent lifestyle or immoral habits