gerisinde

listen to the pronunciation of gerisinde
Türkçe - İngilizce
behind

I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times. - Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.

It's behind schedule. - Bu, programın gerisinde.

(Havacılık) aft
in the rear of
behind, at he back of
astern
geri
back

What time will you be back? - Ne zaman geri döneceksin?

He isn't back yet. He may have had an accident. - O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.

gerisinde kalmak
fall astern
gerisinde kalmak
fall behind
gerisinde behind: evin gerisinde behind
the house
gerisinde kalmak (bir işin)
get behind in
geri
{i} rest

Where are the rest of the files? - Dosyaların geri kalanı nerede?

I put the rest of your clothes in the laundry. - Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.

geri
rear

Tom always looks in the rearview mirror before he backs up. - Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.

geri
{s} reverse

Tom started the car and put it in reverse. - Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.

geri
behind

I tried to stop him, but he left me behind. - Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

cephe gerisinde
behind the front
geri
background
geri
remainder
geri
(Bilgisayar) prev
geri
aft
geri
(Bilgisayar) previous
geri
(Bilgisayar) back space
geri
lag
geri
undeveloped
geri
imbecile
geri
(Bilgisayar) back to
geri
provincial
geri
with-
geri
arrears
geri
stupid
geri
(Bilgisayar) bksp
geri
reclaim
geri
(Bilgisayar) backspace
perde gerisinde
(Muzik) backstage
geri
reclaimed
geri
to back
geri
restored to
geri
back in

I'll be back in a wink. - Kaşla göz arasında geri döneceğim.

I will be back in two week's time. - İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

geri
back from
geri
the rest, remaining part, remainder, what's left
geri
slow (timepiece)
geri
the past
geri
backward

The dog walked backward. - Köpek geriye doğru yürüdü.

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

geri
reversing
geri
backwards

Tom bends over backwards to please Mary. - Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

Tom is walking backwards. - Tom geriye doğru yürüyor.

geri
backward, behind in time or progress, behindhand
geri
retarded, backward
geri
outcome, result
geri
back, rear, reverse; rest, remainder; back, hind; backward, undeveloped; (saat, vb.) slow; stupid, half-witted, imbecile; back, backward(s)
geri
re
geri
posterior
geri
back, backward, to the rear
geri
retro
geri
hind

In hindsight, this was a mistake. - Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.

geri
slow

My watch is five minutes slow. - Saatim beş dakika geri kalmış.

The clock is ten minutes slow. - Saat on dakika geri kalmış.

geri
aback
geri
rearward
geri
Back up!/Back!
geri
anus (of an animal)
geri
back, back side, rear, the space behind
geri
with

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

She will be back within a week. - O bir hafta içinde geri dönecek.

geri
pull away
yaşının gerisinde gelişme gösteren kimse
late developer
çağın gerisinde kalma
fossilization
çağın gerisinde kalmak
fossilize
çağın gerisinde kalmak
to be behind the times
çağın gerisinde kalmamak
to keep up with the times
İngilizce - İngilizce

gerisinde teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Geri
A diminutive of the female given name Geraldine, also used as a formal given name
geri
Kick
Türkçe - Türkçe
gerisinde