fearful, worried; worrisome; craving, yearning; eager

listen to the pronunciation of fearful, worried; worrisome; craving, yearning; eager
İngilizce - Türkçe

fearful, worried; worrisome; craving, yearning; eager teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

anxious
{s} kaygılı

Tom her zaman kaygılıydı. - Tom was anxious all the time.

O, sınav arifesinde çok kaygılıydı. - He was very anxious on the eve of the exam.

anxious
{s} huzursuz
anxious
çok istekli
anxious
ıstırap
anxious
telaşlı
anxious
gamlı
anxious
endişe etmek
anxious
kasvet çökmek
anxious
çok arzulu
anxious
korkuya yol açan
anxious
tedirgin
anxious
tedirginliğe neden olan
anxious
endişelenmek
anxious
{s} endişeli, kaygılı, tasalı
anxious
anxiously endişe ile
anxious
sıkıntılı vesveseli
anxious
(Biyoloji) anksiyöz
anxious
huzursuzluk sit in the anxious seat ABD
İngilizce - İngilizce
{s} anxious
fearful, worried; worrisome; craving, yearning; eager