extreme part

listen to the pronunciation of extreme part
İngilizce - Türkçe

extreme part teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

end
{f} sona ermek

Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere. - You are living a dream, and the dream is about to end.

Öyle sona ermek zorunda değil. - It doesn't have to end like that.

end
{f} son vermek

Ben tartışmaya bir son vermek istiyorum. - I want to put an end to the quarrel.

Onların hararetli tartışmaya bir son vermek için boşuna uğraştı. - He tried in vain to put an end to their heated discussion.

end
son bulmak
end
sona erdirmek

Eisenhower, savaşı sona erdirmek için mücadele etti. - Eisenhower had campaigned to end the war.

Onlar sadece İngiliz egemenliğini sona erdirmek için savaştılar. - They had just fought a war to end British rule.

end
{i} mec. ölüm, son
end
son kısım
end
bitim

Oyunun bitimiyle birlikte müthiş bir sevince büründük. - As soon as the game ended, we became overjoyed.

Dersin bitimine 10 dakika kaldı. - 10 minutes remained until the end of the lesson.

end
{f} bit

Bu yaz tatili çok çabuk bitti. - The summer vacation has come to an end too soon.

Saat kaçta dersiniz biter? - At what time does your class end?

end
{i} erek
end
{i} akıbet
end
encam
end
{i} kalıntı
end
end onbaş başa
end
tos vuruşu gibi baş başa
end
(Tıp) Son, uç, herhangi bir oluşumun sonu veya ucu
end
baş

İyi başlayan iyi biter. - A good beginning makes a good ending.

Başlangıcı olanın sonu da vardır. - Whatever has a beginning also has an end.

end
(Tekstil) 1. uç 2. son
end
{f} bitirmek, son vermek; bitmek, sona ermek
end
bitme

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

Hastane inşaatı bitmek üzere. - The construction of the hospital is about to end.

İngilizce - İngilizce
end
extreme part

    Heceleme

    ex·treme part

    Türkçe nasıl söylenir

    îkstrim pärt

    Telaffuz

    /əkˈstrēm ˈpärt/ /ɪkˈstriːm ˈpɑːrt/