Our team gained a great victory.
- Takımımız büyük bir zafer kazandı.
The player contributed to the victory.
- Oyuncu zafere katkıda bulundu.
Our team came home in triumph.
- Takımımız yurda zaferle döndü.
She triumphed against all odds.
- O her şeye rağmen zafer kazandı.
British forces at this time were winning victories.
- İngiliz kuvvetleri bu sırada zaferler kazanıyorlardı.
Winning the election was a great victory for the candidate's political party.
- Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.