The man dived to the drowning woman's aid.
- Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
He went out of his way to assist me.
- Bana yardımcı olmak için yolunu değiştirdi.
He took the trouble to assist the poor man.
- Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi.
Do you have time to help me?
- Bana yardımcı olmak için zamanın var mı?
Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.
- Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi.