up to the time that (something is true)

listen to the pronunciation of up to the time that (something is true)
English - Turkish

Definition of up to the time that (something is true) in English Turkish dictionary

till
-e kadar
till
{e} kadar

Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin. - You must not smoke till you grow up.

Onunla tanışıncaya kadar, o, bilgiyi bilmiyordu. - She didn't know the information till she met him.

till
(Ticaret) para kasası
till
çiftçilik
till
(Tarım) pullukla sürmek
till
para çekmecesi
till
oluncaya kadar

O oluncaya kadar onun hakkında endişelenmeyelim. - Let's not worry about that till it happens.

Bir ebeveynin sevgisini kendimiz ebeveynler oluncaya kadar asla bilmeyiz. - We never know the love of a parent till we become parents ourselves.

till
(İş yerlerinde kullanılan) Kasa
up to the
kadar
up to time
kadar zaman
till
{f} sürmek
till
till I come
till
ziraat
till
bağ
till
işle
till
(fiil) sürmek, toprağı sürmek, işlemek (toprak)
till
ben gelinceye kadar

Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste. - Ask him to wait till I come.

Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste. - Ask her to wait till I come.

till
{e} bağ. -e kadar: till Friday cumaya kadar. till Antalya Antalya'ya kadar
till
zamana kadar

Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız. - We'll just have to wait till then.

O zamana kadar hiç panda görmemiştim. - I had never seen a panda till that time.

till
{f} toprağı sürmek
till
{i} kasa
till
till now şimdiye kadar
English - English
till
up to the time that (something is true)
Favorites