Yeraltı mağaralarını araştırmayı sever.
- He likes to explore underground caves.
Yeraltında yaşıyorlar.
- They live underground.
Tom arabasını bir metro park garajında parketti.
- Tom parked his car in an underground parking garage.
Dünyanın ilk yeraltı demiryolu Londra Metropolitan Demiryoluydu. 1863'te açıldı.
- The world's first underground railway was the Metropolitan Railway in London. It opened in 1863.
Bu Mars kolonisinin hastanesi yer altındadır.
- The hospital for this Mars colony is underground.
Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
- In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
Yeraltında yaşıyorlar.
- They live underground.
Yeraltında yaşıyorlar.
- They live underground.
Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
- They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
O, yeraltı dünyasında aktifti.
- He was active in the underground.
These criminals operate through an underground network.