Su, ormanlar ve mineraller önemli doğal kaynaklardır.
- Water, forests, and minerals are important natural resources.
Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü.
- The morning forecast predicted thunder showers later in the day.
Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır.
- Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.
Subrahmanyan Chandrasekhar yirminci yüzyılın önde gelen astrofizikçilerinden biriydi.
- Subrahmanyan Chandrasekhar was one of the foremost astrophysicists of the twentieth century.
Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
- If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- The forest fire occurred through carelessness.
Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
- You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
Şimdiye kadar ilk kez arabamı ormanda park ettim.
- This is the first time I've ever parked my car in the forest.
Ormanda yalnız başına yaşadı.
- He lived alone in the forest.
Benim her zaman başım belada.
- I am forever in trouble.
When weighing the importance of wealth and happiness, do not assume the fore can buy the latter.
The fore was painted white.
The fore cabin is near the bow.