to stifle or suppress an action

listen to the pronunciation of to stifle or suppress an action
English - Turkish

Definition of to stifle or suppress an action in English Turkish dictionary

strangle
{f} boğmak

Onu boğmak istiyorum. - I'd like to strangle her.

Tom'u boğmak istiyorum. - I'd like to strangle Tom.

strangle
{f} boğarak öldürmek

Onu boğarak öldürmek istiyorum. - I'd like to strangle him.

strangle
{f} tutmak
strangle
gırtlaklamak
strangle
boğazını sıkmak
strangle
boğ

Onu boğarak öldürmek istiyorum. - I'd like to strangle him.

Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi. - Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.

strangle
{f} boğazlamak

Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı. - Sami used his bare hands to strangle his wife.

Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi. - Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.

strangle
strangle hold güreşte boğma vaziyeti
strangle
(Tıp) Nefes borusunu sıkarak nefesini kesmek,boğmak
strangle
(Tıp) Nefes borusunun sıkılması nedeniyle nefesi kesilmek,boğulmak
strangle
{f} bastırmak
strangle
{f} boğmak; boğulmak
strangle
boğucu hakimiyet
strangle
{f} gelişimini engellemek
strangle
(Askeri) STRANGLE" KODU: "Belirtilen cihazı kapatın anlamına gelen kod
strangle
boğazını sıkarak öldürmek
English - English
strangle
to stifle or suppress an action

    Hyphenation

    to sti·fle or sup·press an ac·tion

    Turkish pronunciation

    tı stayfıl ır sıpres ın äkşın

    Pronunciation

    /tə ˈstīfəl ər səˈpres ən ˈaksʜən/ /tə ˈstaɪfəl ɜr səˈprɛs ən ˈækʃən/
Favorites