Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.
- I hope to own my own house someday.
Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.
- Most Americans did not have the money to own an automobile.
Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- I've always wanted to own a sports car.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Kendi görüşlerinizi ifade etmekte özgürsünüz.
- You are at liberty to state your own views.
Ben buraya kendi özgür irademle geldim.
- I came here of my own free will.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
Fadıl kendisinin karanlık yönünü keşfedecek.
- Fadil will discover a dark side of his own.
Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler.
- Since they had no children of their own, they decided to adopt a girl.
Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.
- Since they had no children of their own, they decided to adopt a little girl.
Onun kendine özgü bir düşünme tarzı yok.
- He doesn't have a mind of his own.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
Bu araba benim tarafından sahiplenmektedir.
- This car is owned by me.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
They were all prepared for the picnic, because they had all brought their own food and plates.
If he wins, he will own you.
I own this car.
It must be owned, the good Jocelin, spite of his beautiful childlike character, is but an altogether imperfect 'mirror' of these old-world things!.
I am sorry to own I began to worry then.
... their own citizens and killed Americans with them. And this was a ' this was a program ...
... a million people own. Right? You end up with, like, shareholder corporations or, you know, ...