to move; to change one's position

listen to the pronunciation of to move; to change one's position
English - Turkish

Definition of to move; to change one's position in English Turkish dictionary

stir
karıştırmak

Ben işleri karıştırmak istemiyorum. - I don't want to stir things up.

stir
hareketlenmek
stir
kıpırdamak
stir
{i} hareketlenme
stir
{i} heyecan

Haber büyük bir heyecan yarattı. - The news caused a huge stir.

Haber heyecan yaratıyor. - The news is creating a stir.

stir
{f} uyandırmak
stir
{i} telaş
stir
çalkalamak
stir
kımıldatmak
stir
karıştırma

Pilavı karıştırmazsan onu yakarsın. - If you don't stir the rice, it will burn.

Tom ortalığı karıştırmaya çalışıyor gibi görünüyor. - Tom seems to be trying to stir up trouble.

stir
canlılık
stir
harekete geçirmek
stir
{i} kaynaşma
stir
{f} oynatmak
stir
hareket/karıştırma
stir
{f} karıştırmak: If you don't stir it, it'll burn. Onu karıştırmazsan dibi yanar
stir
{f} kıpırdatmak
stir
{i} kodes
stir
{f} hareket ettirmek
stir
{i} hapishane
English - English
stir