Bütün kasaba bir kargaşa içindeydi. - The whole town was in an uproar.
Bütün kasaba bir kargaşa içindeydi.
The whole town was in an uproar.
Tom'un kararı bir kargaşaya neden oldu. - Tom's decision caused an uproar.
Tom'un kararı bir kargaşaya neden oldu.
Tom's decision caused an uproar.
Tom gürültülü bir şekilde güldü. - Tom laughed uproariously.
Tom gürültülü bir şekilde güldü.
Tom laughed uproariously.