to join, unite, link, tie, fasten, knit

listen to the pronunciation of to join, unite, link, tie, fasten, knit
English - Turkish

Definition of to join, unite, link, tie, fasten, knit in English Turkish dictionary

connect
{f} bağlamak

Bu yol iki şehri bağlamaktadır. - This road connects the two cities.

Onların işi bilgisayarları ağa bağlamaktır. - Their job is to connect the computers to the network.

connect
{f} bağlanmak
connect
{f} devreye sokmak
connect
(Bilgisayar) bağlama

Onlar bir demiryolu ile şehirleri birbirine bağlamayı planlıyorlar. - They are planning to connect the cities with a railroad.

İnternete bir PC bağlamak roket bilimi değildir. - Connecting a PC to the internet is not rocket science.

connect
raptetmek
connect
ilişki kurmak
connect
bağ kurmak
connect
(Bilgisayar) bağlantısı

Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur. - The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.

Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur. - He has no connection with this affair.

connect
(Bilgisayar) bağlanma
connect
tutturmak
connect
(Bilgisayar) bağlantı sürücü harfi
connect
birleşmek
connect
(çınkayla) bağlamak
connect
(tren/vb.) birleşmek
connect
bağlanma, bağlama bağlamak
connect
{f} bağlamak, birleştirmek; bağlanmak, birleşmek, bağlı olmak
connect
{f} (with) (iki şey arasında) bağ kurmak
connect
(fiil) bağlamak, bitiştirmek, birleştirmek, iletişim sağlamak; devreye sokmak, bağlanmak; ilgili olmak
connect
bağla,bağlan
connect
{f} (with) (belirli bir seferle)
English - English
{v} connect