to await; to be left to

listen to the pronunciation of to await; to be left to
English - Turkish

Definition of to await; to be left to in English Turkish dictionary

remain
{f} aynen kalmak
remain
{f} kalmak

Anonim kalmak istiyorsun. - You want to remain anonymous.

Bu gibi durumlarda sakin kalmak en iyisidir. - In situations like these, it's best to remain calm.

remain
{f} artakalmak
remain
{f} geriye kalmak
remain
{f} artmak
remain
mevcut kalmak
remain
fazla kalmak
remain
{f} kal

Londra'da ne kadar kalacaksın? - How long will you remain in London?

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

remain
zail olmamak
remain
baki kalmak
remain
{f} sürdürmek
remain
{i} kalıntı

Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin. - You can still see the remains of the fortress there.

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı. - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

remain
cenaze
remain
değişmeyip olduğu gibi kalmak
remain
kalıntılar

Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı. - The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.

Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin. - You can still see the remains of the fortress there.

remain
{f} kalmak, durmak
remain
{f} olduğu gibi kalmak
remain
(fiil) kalmak, durmak, geriye kalmak, aynen kalmak, sürdürmek, artmak
remain
bakaya
English - English
remain