English - Turkish
Definition of the suspension of consciousness and decrease in metabolic rate in English Turkish dictionary
- sleeping
- {i} uyuyan
Uyuyan bir aslanı uyandırma.
-Wake not a sleeping lion.
Uyuyan bir köpek gördüm.
-I saw a sleeping dog.
- sleeping
- {s} uyku
Tom aşırı dozda uyku hapları aldı.
-Tom took an overdose of sleeping pills.
Tom uyku tulumunun içinde rahat hissetti.
-Tom felt comfortable inside his sleeping bag.
- sleeping
- uyku hali
- sleeping
- uykuda
Uykudan sonra Tom eminim daha iyi bir ruh hali içinde olacaktır.
-After sleeping, Tom will surely be in a better mood.
- sleeping
- {f} uyu
Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
-Robin looks very cute when he's sleeping.
Bir bebek gibi uyuyor.
-He's sleeping like a baby.
- sleeping
- sleeping sickness uy
- sleeping
- uyku için kullanılan
- sleeping
- sleeping bag uyku tulumu
- sleeping
- sleeping partnerişin idaresine karışmayan ortak
- sleeping
- {i} uyuma
Onun penceresinin dışındaki gürültü onun uyumasını engelledi.
-The noise outside his window prevented him from sleeping.
Bu oda uyumak için uygun değil.
-This room is not suitable for sleeping.
- sleeping
- (isim) uyuma
- sleeping
- sleeping car yataklı vagon
- sleeping
- uykudaki
- sleeping
- sleeping Beauty Uyuyan Güzel
- sleeping
- (sıfat) uyku, uyuyan, uyumaya yarayan, uyutan
- sleeping
- sleeping pill uyku hapı
- sleeping
- {s} uyumaya yarayan
Related Terms
English - English
Definition of the suspension of consciousness and decrease in metabolic rate in English English dictionary
- sleeping
the suspension of consciousness and decrease in metabolic rate
Hyphenation
the sus·pen·sion of con·scious·ness and de·crease in met·a·bol·ic rateTurkish pronunciation
dhi sıspenşın ıv känşısnıs ınd dîkris în metıbälîk reytPronunciation
/ᴛʜē səˈspensʜən əv ˈkänsʜəsnəs ənd dəˈkrēs ən ˌmetəˈbälək ˈrāt/ /ðiː səˈspɛnʃən əv ˈkɑːnʃəsnəs ənd dɪˈkriːs ɪn ˌmɛtəˈbɑːlɪk ˈreɪt/
Resimler
History
Favorites