the results of research or an investigation

English - Turkish

Definition of the results of research or an investigation in English Turkish dictionary

Related Terms

finding

bularak

finding

kalıntı

finding

keşfedilmiş şey

finding

bulunmuş

finding

(Bilgisayar) bulunuyor

finding

(Bilgisayar) aranıyor

finding

{f} bul

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding his office was easy.

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

finding

{i} bulgu

Çoğu bilim adamı, onun bulgusunun birazını düşünür. - Most scientists think little of his finding.

Tom'un bulgularımı tasdik etmesini istedim. - I asked Tom to confirm my findings.

finding

{i} keşif

finding

{i} bulunmuş/keşfedilmiş şey

finding

{i} bulma

Onun iş bulma şansı yoktu. - He had no luck in finding work.

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding his office was easy.

finding

{i} karar

Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum. - I'm finding it difficult deciding on which one to buy.

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz. - We're finding it difficult deciding on which one to buy.

finding

{i} huk. (jürinin verdiği) karar

finding

{i} sonuç

finding

{i} buluş

English - English

Definition of the results of research or an investigation in English English dictionary

finding

Related Terms

Results of research or an investigation

finding

Hyphenation

the results of re·search or an in·ves·ti·ga·tion

Turkish pronunciation

dhi rizʌlts ıv risırç ır ın învestıgeyşın

Pronunciation

/ᴛʜē rēˈzəlts əv rēˈsərʧ ər ən ənˌvestəˈgāsʜən/ /ðiː riːˈzʌlts əv riːˈsɜrʧ ɜr ən ɪnˌvɛstəˈɡeɪʃən/