English - Turkish
Definition of the act of going back from a called procedure to the procedure that called it in English Turkish dictionary
- return
- {f} dönmek
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
-He left the Mexican capital to return to Texas.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
-I must return home within a week.
- return
- {f} iade etmek
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
-I have to return this book to the library today.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
-I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
- return
- geri gönderme
- return
- (Ticaret) geri çevirme
O onun aşkını geri çevirmedi.
-He did not return her love.
- return
- getirmek (kar)
- return
- dönüp gelme
- return
- yanıt vermek
- return
- {i} seçim sonucu
- return
- {i} tazminat
- return
- {f} nüksetmek
- return
- {i} bülten
- return
- dönüş, dönmek dön
- return
- {f} misilleme yapmak
- return
- {f} geri gelmek
- return
- {f} yansıtmak
- return
- {i} karşılık
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
-I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak bir şey istedi.
-Tom wanted something in return.
- return
- {i} geriye gitme
- return
- {f} karar vermek [mahk.]
Related Terms
English - English
Definition of the act of going back from a called procedure to the procedure that called it in English English dictionary
- return
the act of going back from a called procedure to the procedure that called it
Hyphenation
the act of Go·ing back from a called pro·ce·dure to the pro·ce·dure that called itTurkish pronunciation
dhi äkt ıv gōîn bäk fırm ı kôld prōsicır tı dhi prōsicır dhıt kôld îtPronunciation
/ᴛʜē ˈakt əv ˈgōən ˈbak fərm ə ˈkôld prōˈsēʤər tə ᴛʜē prōˈsēʤər ᴛʜət ˈkôld ət/ /ðiː ˈækt əv ˈɡoʊɪn ˈbæk fɜrm ə ˈkɔːld proʊˈsiːʤɜr tə ðiː proʊˈsiːʤɜr ðət ˈkɔːld ɪt/
Resimler
Favorites