tapınak

listen to the pronunciation of tapınak
Turkish - English
{i} temple

This is the largest temple that I've ever seen. - Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük tapınaktır.

Let's visit some temples tomorrow. - Yarın bazı tapınakları ziyaret edelim.

sanctuary
shrine

Kyoto is famous for its shrines and temples. - Kyoto, türbe ve tapınaklarıyla ünlüdür.

There used to be a small shrine around here. - Buralarda küçük bir tapınak vardı.

tabernacle
chapel
place of worship
fane
temple, sanctuary mabet, ibadethane
place of worship, temple
house of God
tapınaklar
temples

There are many old temples in Kyoto. - Kyoto'da bir sürü eski tapınaklar var.

Let's visit some temples tomorrow. - Yarın bazı tapınakları ziyaret edelim.

En büyük tapınak
(roma) Pantheon
küçük tapınak
oratory
Turkish - Turkish
İçinde tanrıya kulluk edilen, tapınılan yapı, mabet, ibadethane
İçinde ibadet edilen, Tanrı'ya tapınılan yapı, mabet, ibadethane: "Somakiden saraylar, mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler ... kurarmışsın."- R. H. Karay
mabet
(Osmanlı Dönemi) SEDN