English - Turkish
Definition of something that provokes; a provocative act in English Turkish dictionary
- provocation
- kışkırtma
Bu bir yöntem değil, kışkırtma.
-This is not a method, this is provocation.
- provocation
- {i} provokasyon
- provocation
- {i} tahrik
- provocation
- kızdırma
- provocation
- öfkelendirici şey
- provocation
- öfkelendirme
- provocation
- güce gidecek mesele
- provocation
- {i} kız-dırma, sinirlendirme
- provocation
- {i} kışkırtma, tahrik, dürtme
- provocation
- {i} kızılacak şey
- provocation
- dürtü
- provocation
- do under provocation kışkırtı tesirinde kalarak yapmak
- provocation
- tahrik sonucu yapmak
- provocation
- (Tıp) Gizli bir hastalığın sun'i olarak uyandırılması, provokasyon
Related Terms
English - English
Definition of something that provokes; a provocative act in English English dictionary
- provocation
something that provokes; a provocative act
Hyphenation
some·thing that provokes; a pro·vo·ca·tive actPronunciation
Resimler
History
Favorites