Bildiğim kadarıyla, o iyi bir adam.
- He is, so far as I know, a good guy.
O, bildiğim kadarıyla, güvenilir bir arkadaştır.
- He is, so far as I know, a reliable friend.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
- We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Trene zamanında yetişmek için acele etti.
- He hurried so as to be in time for the train.
insofar as (or that), to the extent that, to such an extent.