sihirbaz

listen to the pronunciation of sihirbaz
Turkish - English
magician

Tom watched very closely, but couldn't figure out the magician's trick. - Tom çok yakından izledi, ama sihirbazın hilesini çözemedi.

The magician made birds appear and disappear. - Sihirbaz, kuşu görünür ve görünmez yaptı.

wizard

Do you want to see my magic wand? You have a magic wand, Tom? Really? Yes, I'm a wizard! - Sihirli değneğimi görmek ister misin? Sihirli bir değneğin mi var, Tom? Gerçekten mi? Evet ben bir bir sihirbazım.

Harry put on his robe and wizard hat. - Harry elbisesini ve sihirbaz şapkasını giydi.

sorcerer

He's a powerful sorcerer. - O güçlü bir sihirbaz.

wise man
illusionist
witch
conjuror
mage
warlock
conjurer
magician; sorcerer
charmer
magician, sorcerer büyücü
diviner
thaumaturge
conjure man
necromancer
maslician
theurgist
sihirbaz değneği
wand
sihirbaz hekim
medicine man
bilinmeyen sihirbaz
(Bilgisayar) unknown wizard
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) büyücü
(Osmanlı Dönemi) ÂDİH
SİHİRBÂZ
(Osmanlı Dönemi) Büyü yapan, büyücü. Sâhir, neffase