seyahatinize

listen to the pronunciation of seyahatinize
Turkish - English
to trip
seyahat
{i} journey

Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter. - O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir.

Reading a book can be compared to making a journey. - Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir.

seyahat
{i} travel

May I pay with a travelers' check? - Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?

I want to travel with you. - Seninle seyahat etmek istiyorum.

seyahat
trip

She is saving her money with a view to taking a trip around the world. - Dünya seyahatine çıkmak amacıyla parasını biriktiriyor.

I am short of money for my trip. - Seyahatim için yeterli param yok.

seyahat
{i} voyage

He went on a voyage to America. - O, Amerika'ya seyahate gitti.

seyahat
wayfare
seyahat
(Bilgisayar) cruise
seyahat
passage
seyahat
expedition
seyahat
peregrinate
seyahat
tour
seyahat
trek
seyahat
yolculuk
seyahat
peregrination
Seyahat
travellıng
Seyahat
a trip
seyahat
travelling

I'm travelling alone. - Yalnız seyahat ediyorum.

Tourists should take care to respect local cultures when they are travelling. - Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.

seyahat
travel on
seyahat
traveling

Traveling abroad is out of the question. - Yurt dışında seyahat söz konusu değil.

Traveling makes people knowledgeable. - Seyahat, insanları bilgili yapar.

seyahat
travel, journey, trip, voyage
seyahat
travelling [Brit.]
seyahat
Eyre
Turkish - Turkish

Definition of seyahatinize in Turkish Turkish dictionary

seyahat
Gezi
seyahat
Yolculuk: "Her zamanki seyahat hatıralarını anlatmaya başladı."- P. Safa
seyahat
(Osmanlı Dönemi) yolculuk
seyahatinize
Favorites