seçenekli

listen to the pronunciation of seçenekli
Turkish - English

Definition of seçenekli in Turkish English dictionary

seçenek
{i} option

Tom asked if there were any other options. - Tom diğer seçenekler olup olmadığını sordu.

Tom advised Mary to take some time to think over her options. - Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.

seçenek
choice

There is no choice but to agree to his plan. - Onun planını kabul etmekten başka seçenek yoktur.

I see no other choice. - Başka seçenek görmüyorum.

seçenek
{i} alternative

You can walk, or alternatively, I'll drive you there in my car. - Yürüyebilirsin veya ikinci bir seçenek olarak, seni oraya arabamla götürürüm.

We agreed that there was no other alternative. - Başka seçenek olmadığını kabul ettik.

seçenek
selection
seçenek
(Dilbilim) alternant
seçenek
(Bilgisayar) alternate
seçenek
(Bilgisayar) switch
seçenek
opsion
seçenek
pick
evet-hayır seçenekli soru
(Dilbilim) yes-no question
seçenek
alternative , option
seçenek
alternative, choice
Turkish - Turkish

Definition of seçenekli in Turkish Turkish dictionary

seçenek
Seçme durumunda, birinin yerine seçebilecek bir başka yol, yöntem, tutum, alternatif
Seçenek
alternatif
English - Turkish
optional
seçenekli
Favorites