scope, range; size, measure

listen to the pronunciation of scope, range; size, measure
English - Turkish

Definition of scope, range; size, measure in English Turkish dictionary

extent
müsadere
extent
(Nükleer Bilimler) büyüklük
extent
{i} kapsam
extent
{i} uzunluk
extent
{i} ölçü

Ne ölçüde ona güvenilebilir? - To what extent can he be trusted?

Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim. - I agree with you to a certain extent.

extent
kaplam
extent
uzam
extent
to the full extent of his power elinden geldiği kadar
extent
derece

Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz. - To some extent, you can control the car in a skid.

Belirli bir dereceye kadar Fransızcayı anlayabilirim. - I can understand French to a certain extent.

extent
alan
extent
boy

Birinin cehaletinin boyutunu bilmek önemlidir. - It is important to recognize the extent of one's ignorance.

Leyla'nın mektupları onun ırkçılığının boyutlarını ortaya çıkardı. - Layla's letters revealed the extent of her racism.

extent
miktar

Söylediğini bir miktar kabul ediyorum. - I accept what you say to some extent.

extent
(isim) uzunluk, genişlik, yükseklik, alan, boyut, kapsam, derece, ölçü
extent
uzanma
extent
saha
extent
to a great extent büyük çapta
extent
musadere emirnamesi
English - English
{i} extent
scope, range; size, measure
Favorites