sancı

listen to the pronunciation of sancı
Turkish - English
twinge
{i} pain

I have labor pains every thirty minutes. - Her otuz dakikada doğum sancım var.

A splinter of wood, barely visible to the naked eye, caused a very painful infection in one of Tom's fingers. - Çıplak gözle zor görülebilecek bir tahta kıymığı, Tom'un parmağında çok sancılı bir enfeksiyona neden oldu.

pang, twinge, colic, stitch, stomachache
colic
travail
gripes
throe
griping pain (especially one in the bowels or stomach); stitch (in one's side)
labor pain

I have labor pains every thirty minutes. - Her otuz dakikada doğum sancım var.

If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child! - Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.

ache
stitch
pang
throes
torment
agony
sancı vermek
gripe
sancılar
throes
ağır bir sancı
It's a dull pain
keskin bir sancı
It's a sharp pain
kopmuş yada kesilmiş organda duyulan sancı
phantom pain
Turkish - Turkish
İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı: "Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmağa başladı."- H. C. Yalçın
İç organlarda batar veya saplanır gibi duyulan, nöbetlerle azalıp çoğalan ağrı
buru
sancı otu
Tüylü dalak otu