sağım

listen to the pronunciation of sağım
Turkish - English
prov. milch animal
milking; milk-giving animal
milking (an animal)
quantity of honey taken during one robbing of a hive
quantity of milk taken during one milking
(Denizbilim) stripping
(Nükleer Bilimler) eluate
sağ
right

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

Did the error occur right from the start or later on? - When? - Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

sağ
alive

Tom escaped the gun battle alive and well. - Tom silahlı çatışmadan sağ salim kaçtı.

I can't help thinking my father is still alive. - Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.

sağ
abate
sağ
(Otomotiv) direction indicator
sağ
(Politika, Siyaset) the right

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

sağ
pure

The air by the sea is pure and healthy. - Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

sağ
living

He makes a living as a salesman. - Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

Tom drives a truck for a living. - Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.

sağ
able-bodied
sağ
dexter
sağ
right, (someone, something) who/which is on the right-hand side, dexter
sağ
right, the right-hand side
sağ
right hand

Raise your right hand. - Sağ elinizi kaldırın.

Tom has something in his right hand. - Tom'un sağ elinde bir şeyi var.

sağ
alive; sound, healthy; unadulterated, unmixed, pure katkısız
sağ
right wing

I have a right wing neighbor. - Sağ görüşlü bir komşum var.

sağ
offside
sağ
right in

Tom used to sit on my right in science class. - Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.

If you turn right, City Hall will be right in front of you. - Belediye binası, sağa dönünce hemen karşınızda.

süt sağım makinası
Milking machine

We use milking machines at our farm.

elle sağım
finger milking
koyun sağım durakları
(Çiftçilik) sheep milking stands
sağ
pol. rightist, right-wing
sağ
pol. right wing
sağ
hoof
sağ
whole

You're young. You have your whole life ahead of you. - Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.

All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living. - Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.

süt sağım makinesi
milking machine
süt sağım odası
milking parlour
yumurta sağım metodu
(Denizbilim) spawning induction method
ıslak sağım
wet milking
sağım
Favorites