sürtmek

listen to the pronunciation of sürtmek
Turkish - English
Turkish - Turkish
Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak
Dokundurmak
Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak: "Çocukçağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş."- S. F. Abasıyanık
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek: "Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü."- S. F. Abasıyanık
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
sürtme
Sürtmek işi
sürtmek
Favorites