English - Turkish
Definition of raise, elevate; cause emotional or spiritual elation; exalt in English Turkish dictionary
- uplift
- (Jeoloji) zemin kabarması
- uplift
- moralini yükseltmek
- uplift
- gaza getirmek
- uplift
- {i} yükseltme, yukarı kaldırma
- uplift
- (Jeoloji) (yerkabuğu) yükselmesi
- uplift
- alttan kaldırma
- uplift
- alttan kaldırmak
- uplift
- yukarı çıkarmak
- uplift
- {i} daha iyi bir duruma getirme, kalkındırma
- uplift
- yükselme
- uplift
- (fiil) yukarı kaldırmak, yukarı dikmek (göz), yükseltmek, kalkındırmak, yüceltmek, canlandırmak
- uplift
- {f} yüceltmek
- uplift
- {f} kalkındırmak
- uplift
- {i} yüceltme
- uplift
- yücelt/yükselt
- uplift
- manevi yükseliş
- uplift
- yukarı destek
- uplift
- {i} iyileştirme
- uplift
- {f} daha iyi bir duruma getirmek, kalkındırmak
Related Terms
English - English
Definition of raise, elevate; cause emotional or spiritual elation; exalt in English English dictionary
- {f} uplift
raise, elevate; cause emotional or spiritual elation; exalt
Hyphenation
raise, elevate; cause e·mo·tion·al or spir·i·tu·al elation; ex·altPronunciation
Resimler
History
Favorites