present participle of to chew

English - Turkish

Definition of present participle of to chew in English Turkish dictionary

Related Terms

chewing

{i} çiğneme

Bu oteldeki odalar ses yalıtımında gerçekten çok kötü. Komşumun sakızını çiğnemesini duyabiliyorum. - The rooms in this hotel are really very bad at muffling sounds. I can hear my neighbor chewing his gum!

Onun, kalemini çiğneme gibi kötü alışkanlığı vardır. - He has the bad habit of chewing his pencil.

chewing

{f} çiğne

Onun, kalemini çiğneme gibi kötü alışkanlığı vardır. - He has the bad habit of chewing his pencil.

Yaramaz kız kaleminin sonunu çiğneme alışkanlığı içinde. - The nervous girl is in the habit of chewing the end of her pencil.

chewing

(isim) çiğneme

chewing

çiğneyerek

chewing

(Hayvan Bilim, Zooloji) çiğneyici

chewing

çiğnemek

Onun kurşun kalemini çiğnemek gibi kötü bir alışkanlığı var. - She has a bad habit of chewing on her pencil.

Aspirin çiğnemek kötü bir fikirdir. - Chewing aspirin is a bad idea.

English - English

Definition of present participle of to chew in English English dictionary

chewing

Hyphenation

pres·ent par·ti·ci·ple of to chew