pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand

listen to the pronunciation of pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand
English - Turkish

Definition of pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand in English Turkish dictionary

pre
önek önce, ön
pre
ön

Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

pre
(Askeri) POSITIONED WAR RESERVE MATERIAL REQUIREMENT, PROTECTABLE: KORUNABİLİR (MUHAFAZA EDİLEBİLİR), ÖNCEDEN İDHAR EDİLMİŞ HARP YEDEĞİ MALZEME GEREKSİNİMİ: Önceden idhar edilmiş harp yedeği malzeme gereksiniminin tedarik, fon ve envanter yönetimi amaçlarıyla korunan, muhafaza edilen kısmı
pre
önce

Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi.. - My water broke on the evening of the predicted birth date.

O iki gün önceden vardı. - He arrived two days previously.

pre
evvel
pre
öncesi

Tom Mary'nin evlilik öncesi anlaşmayı imzalamasını istedi. - Tom wanted Mary to sign a prenuptial agreement.

Tarih öncesi heykelcilik çok farklı şekillerde yorumlanmış. - Prehistoric figurines have been interpreted in many different ways.

pre
önceden

Hegel'le aynı şekilde, Panovsky'nin diyalektik kavramı tarihe önceden belirlenmiş bir rotayı izlettirir. - In the same way as Hegel, Panovsky's notion of the dialectic makes history follow a predetermined course.

Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur. - It would be to your advantage to prepare questions in advance.

pre
önceki

Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı? - Has your neck thickened during the previous year?

Önceki hayatınızda kim olabileceğinizi öğrenmek için aşağıdaki formu doldurunuz. - Complete the following form to know who you could have been in a previous life.

pre
pref. önce
pre
ön-
English - English
pre
pref. before, previous; earlier, prior; in advance, beforehand
Favorites