pişmanlık

listen to the pronunciation of pişmanlık
Turkish - English
regret

I think everyone looks back on their childhood with some regret. - Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.

Tom regrets the decision he made late last night. - Tom gece geç saatlerde verdiği karardan pişmanlık duyuyor.

remorse

Sociopaths rarely display remorse or feelings of guilt for their crimes. - Sosyopatlar işledikleri suçlar için nadiren pişmanlık ya da suçluluk hissi duyarlar.

Tom felt remorse for what he had done. - Tom yaptığından pişmanlık hissetti.

angst
compunction
penitential
regret, penitence, repentance, remorse, contrition, compunction
ruefulness
contrition
repentance

His face expresses deep sorrow and repentance. - Yüzü derin üzüntü ve pişmanlık ifade ediyor.

penitence
contriteness
(Kanun) attrition
rue
penitent
pişman
regretful

He is regretful that he couldn't go. - O, gidemediğine pişman.

pişmanlık duymak
to feel regret, be regretful; to feel remorse, be remorseful
pişmanlık duyan
repentant
pişmanlık duymak
to repent, to rue
pişmanlık duymak
rue
pişmanlık duymak
repent
pişmanlık ilahileri kitabı
penitential book
pişmanlık ilahileri kitabı
penitential
pişman
contrite
pişman
sorry

If you marry Tom, you'll be sorry. - Tom'la evlenirsen, pişman olursun.

Oh, I'm so sorry, said Anne penitently. - Anne pişman bir şekilde Ah, çok üzgünüm dedi.

pişman
repentant
pişman
rueful
pişman
penitent

Oh, I'm so sorry, said Anne penitently. - Anne pişman bir şekilde Ah, çok üzgünüm dedi.

pişman
regretful, sorry, penitent, contrite, repentant
pişman
remorseful

Dan didn't even appear remorseful. - Dan bile pişman görünmüyordu.

Tom is remorseful, isn't he? - Tom pişman, değil mi?

pişman
bad
son pişmanlık
deathbed repetance
son pişmanlık fayda vermez/etmez
(Atasözü) Regret is futile
Turkish - Turkish
Pişman olma durumu, nedamet: "Son pişmanlık fayda vermez."- Atasözü
Pişman olma durumu, nedamet
(Hukuk) NEDAMET
acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık
(deyim) Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter
Pişman
nadim
pişman
Yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen, nadim